Uzuuun zamandır bir GPS cihazı almak istiyordum, ama buna bir türlü bütçe ayıramamıştım. Son zamanlarda akıllı telefona sahip birine ne zaman rastlasam telefonunu anlamsız bir biçimde kurcalıyor ve GPS özelliğinin iyi çalışıp çalışmadığını, navigasyon için hangi aplikasyonu kullandığını, bu programın iz kaydı (track) yapıp yapmadığı gibi sorularla karşımdaki arkadaşı bunaltıyordum. Bu sorulardan da anlayabileceğiniz üzere, GPS özelliği bulunan bir akıllı telefonu doğada navigason için bir el GPS’i olarak kullanmayı düşünüyordum. Ama merak ettiğim sorulara bir türlü tatmin edici cevap alamıyordum, sonra 21. yüzyılın her aklı selim kişisi gibi ben de bunu google’a sordum. Araştırmalarım sonucunda, yapmak istediklerimi karşılayabilecek aplikasyonlar olduğunu, bir kısmının ücretsiz, bir kısmının da ücretli olduğunu öğrendim. Bu bilginin ardından, hayatımda bir cep telefonuna 200 TL’nin üstünde para harcamadığımı da hesaba katacak olursak, radikal bir karar alarak akıllı telefon satın almaya karar verdim. Yine internette bir fiyat araştırmasına girişerek %25 indirim kampanyasını gördüğüm Vatan Bilgisayar’dan LG-E730 model telefonu aldım. Açıkçası bu telefona karar verirken tüm modelleri inceleyip, incik-cincik bir model kıyaslamasına gitmedim, tek kriterim son sürüm olan Android 2.3.4 versiyonlu olmasıydı. Amacım akıllı telefonu anlatmak olmadığına göre özet geçiyorum: satın alalı iki ay kadar oldu ve çok memnunum.
Telefona yüklü olarak gelen Google Maps aplikasyonu çok işlevsel olsa da, aradığım özellikleri karşılamıyordu. Haritaları kullanmak için internet bağlantısına ihtiyaç duyuyor. Gerçi internet bağlantısı varken gezindiğim yerleri bellekte tutabiliyor, ama bir tur planlarken görmek istediğim yerleri önceden haritada gezinmek akıllı telefonun şanına yakışan bir hareket olmazdı. Ayrıca, ben gezdiğim yerlerin iz kaydını (track), işaretlediğim belli noktaları (waypoint) saklamak ve tur öncesi de bunları harita üstünden yapabilmek istiyordum. Birkaç ücretsiz aplikasyon ve birkaç deneme sürümü aplikasyon sonunda aradığımı buldum sanıyorum: Trimble Outdoors Navigator.
Hemen şunu belirteyim, internette yaptığım araştırmalarda bu aplikasyonun adı bile geçmiyordu. Bahsettiğim ihtiyaçlar için birsürü farklı aplikasyon ve bunları kırmaya (crack) çalışan ve sorunlar yumağıyla boğuşan kişilerin forumlarda oluşturduğu kalabalığa yumulmuştum. Sonra tamamen tesadüfen bu aplikasyona rastladım ve kurdum, baktım şahane, tam istediğim gibi. Fakat bu aplikasyon ücretli, benim kullandığımsa 30 günlük deneme sürümüydü. Nasıl satın aldığımı en altta anlattım.
Bu aplikasyonun “Map Packs” özelliği sayesinde, harita üstünde sizin seçtiğiniz çerçeve içinde kalan bölgenin uydu görüntüsü, cadde-sokak, arazi görüntüsü, topografik harita gibi farklı katmanlarını ve bunları hangi detaya kadar görmek istediğinizi seçerek telefonunuza dijital harita olarak indirebiliyorsunuz. Böylelikle doğadayken internet bağlantınız olmasa bile haritaları görüntüleyebiliyorsunuz. Bu özellik, diğer aplikasyonlarda oldukça karmaşık ve zor şekilde yapılıyor, önce PC’ye kuracağınız başka bir programla harita oluşturuyorsunuz vs, bu aplikasyonda bunlara gerek kalmıyor.
GPS’i açıp haritayı görüntülerken, aşağıda ortada bulunan “track” tuşuna bastığınızda gezindiğiniz yerlerin iz kaydını yapmaya başlıyor, daha sonra bu iz kaydını başkalarıyla paylaşabilir ya da Google Earth’e atabilirsiniz. Oluşturduğunuz iz kaydının, hız, mesafe, ortalama hız, süre gibi bilgileri de kaydediliyor.
Harita ekranındayken “Layers” tuşuna basarak “Uydu görüntüsü, arazi görünümü, topografik görünüm, sokak görünümü” gibi farklı harita görünümlerinden birini seçebilirsiniz. Bu sayede, şehirde kullanacakasanız şehir haritasını, doğada kullanacaksanız topografik haritayı görebilirsiniz.
Harita ekranındayken “Mark” tuşuna basarak bulunduğunuz yere işaret (waypoint) koyabilirsiniz. Ya da sadece işaretlemenin de ötesine giderek, bulunduğunuz yeri refere eden fotoğraf, ses kaydı ya da video kaydı yapabilirsiniz. Bu sayede örneğin yürüyüş rotanız üstündeki bir kamp yerini ya da su kaynağını işaretleyebilirsiniz. Ekranın sol altındaki “Go to” tuşuna basarak, daha önce işaretlemiş olduğunuz waypointlerden birini seçerek “beni buraya götür” diyebilirsiniz. Hatta bu özelliği aktif ettikten sonra “jump” tuşundan “compass” (pusula) seçerseniz pusula kadranı üstünden gideceğiniz yerin istikametini görerek gidebilirsiniz.
Geri kalan kısımda çok detaya girmiyorum, ee biraz da siz kurcalayın 🙂
Telefonunuzla oluşturduğunuz iz kayıtlarını ve noktaları internet bağlantısı sayesinde, aplikasyonun web sayfasında açacağınız bir hesaba aktarabiliyorsunuz. Bu sayede hem veriler yedeklenmiş oluyor, hem de başkalarıyla paylaşabiliyorsunuz. Ayrıca, gideceğiniz bir yere dair iz kaydı ya da noktaları bu web sayfasındaki hesabınızdan oluşturarak bunları telefonunuza senkronize edebiliyorsunuz. Bu sayede tur planlama işleri çok kolaylaşıyor. Örneği aşağıda:
Bu aplikasyonu inceleyip beğendiğim süreçte Türkiye’de Android Market’ten ücretli aplikasyonlar satın alınamıyordu. Bunu birçok kişiye danıştım, farklı çözümler önerdiler. Tam da ümitsizliğe kapılmışken, ücretli aplikasyonların artık satın alınabildiği haberini aldım ve ilk işim bu aplikasyonu satın almak oldu. Fiyatı 4.99$
Sudayken akıllı telefonu nasıl kullandığımı merak ediyorsanız, telefonla birlikte kullandığım su geçirmez kılıfla ilgili yorumumu buradan okuyabilirsiniz.
Tam böyle bir şey arıyordum, hemen telefonuma kurup bakacağım. Çok teşekkürler.
Not: Merak edenler için, iphone versiyonu da varmış